1 Ekim 2012 Pazartesi

İnatçı mavi kuş Twit..




Twitter'da neden başarılı değiliz? Neden kuşumuz ötmüyor? Residansımız neden kireçli? Bu yazımızda bunları değerlendireceğiz..

Ön uyarı olarak söyleyeyim, twitter kullanmıyorum. Ha sana ne dersen, evet lan banane derim. Ama yazıma devam ederim, umrumda olmaz yani..

'-umrumda değil o, umurumda..
-bi defolup gider misin şurdan?
-bi değil o, bir..
-laaaayn!
-laayn değil o, bir dakika, neden boğazımı sıkıyorsunuz, ahh..'

Yabancılarda daha çok var ama bizdeki özenti gençlik denilen, gördüğüm yerde ağızlarına 30m'den mavi banyo terliği atmak istediğim kişilerin hayatlarının özetini 140 karaktere sığdırmak istemesinden.. 

Sığmayacağından değil ama, tam tersi yüzünden..

Takipçim olsun pastam dursun mantığından..

Dilimizin nimetleri kullanan bir kaç kişinin de etki alanının sınırlı olmasından..

İngilizce'yi öğrenme sebeplerimizin arasında turistlere asılmak olduğundan verimli öğrenilmeyen bir İngilizce'yle rezil olmamız.. (Go go go, turn left diyenlere selam olsun)

Facebook'a çevirmeye çalışmamızdan..

"Olm la koşun koşun ünlü var burda"'lar yüzünden..

Ve nice traji-komik durumdan..



Bu tarz sorunlar ise girdiğimiz çoğu ortamda o ortamı düzgün kullanmak istemememizden kaynaklanıyor. İstesek yaparız işte de, nedense bozmak daha kolay geliyor. Aramızda gayet düzgün kullananlar da vardır elbet, ancak her zaman kötü göze batıyor..

Facebook bitti, sırada Twitter ve Google+ var sanırım. Wallbase bile kurallara aykırı davranışımız yüzünden Türk IP'lerin çoğuna bloke koydu..

"Lütfen bir robot olmadığını kanıtlayın" değil de, "Lütfen bir Türk olmadığınızı kanıtlayın" yazılarını görmek hoş olmaz cidden. Lütfen sosyal ortamlarda kendimiz kadar milletimizi de temsil ettiğimizi unutmayalım.. 

Bu şekilde de sosyal mesajımızı verdik.. (off kelime oyununa bak ya, bir mutluyum şuan anlatamam)

Bazen kendi kendime de konuşurum ben, demiş miydim?

Demediysem de demişim gibi yap, yadırgama yeter ki..

Kendine iyi bak, kutularca sevgilerimle..

Hiç yorum yok: