21 Aralık 2012 Cuma

Sonun Dünyası Kronolojisi..

Kaçıranlar veya takip edemeyenler için kısa özettir efendim..

-Bir veya birden fazla Maya ırkına ait kendini bilmez şahıs durduk yere* 21 Aralık 2012'de takvimi yapmayı bırakırlar..

*Not: Sağlam olmayan kaynaklar karşı cinsi tavlamak için "bizona dalmaca" olayına girmiş olabileceklerini bildirse de, geri dönmemelerinin sebebinin bu olduğu kesin değildir..

-Nereden estiyse, bir kaç önemli beyaz önlüklü, mayaların takviminin bitiminin Dünya'nın sonuna delalet olabileceğini iddiasını televizyonlarda 'az sonra' malzemesi olmak için ortaya atar..

-Halk "acaba lan?" diye düşünüp sabah programlarına mesaj atar. Sabah programının sunucusu kelime tasarrufu yapıp "lan?" diye düşünür. İlgili hocaya bağlanılıp (bu, telefon, 3G, konferans, hologram yoluyla olabilir. sonuncuyu yapan olmadı henüz) bu sorular yöneltilir. Hoca "n'oluyoruz" demeye kalmadan hocadan yarım yamalak bir cevap alınır..

-Haberi doğru iletmesi gereken kurumlar galeyana gelip "Hepimiz ölücez laaan" moduna girerler..

-Söylentinin haberi çeşitli filmlerden alınan abuk subuk kıyamet görüntüleriyle desteklenir. Bu haberi izleyinceye kadar mayalardan habersiz insanlar birden bire hayatlarını mayalara göre yaşamaya başlarlar..

-Bu sırada dünyanın sonu esprileri ve geyikleri sosyal medyada geniş yer bulur..

-Felaket dünyaya yayılır, çakal bir kaç girişimci dünyanın bazı yerlerinin kıyametten etkilenmeyeceği müjdesini verir..

-Dünyanın Lego'dan yapılma olduğunu sanan zeki kişiler bazı parçalar yansa, erise de 'kurtarıcı' yerlerin etkilenmeyeceğine inanırlar..

-İlgili yerlerde domatesin kilosu 10 lira olur. pansiyonlar ve oteller hisse senedi fiyatına oda vermeye başlarlar..

-2012 TL'ye kıyamet geçirmez çadır satılır..

-Küsler barışır, ayrı kalanlar buluşur..

-"Olum yarın ölüyoruz bak", "Ben içlik giydim bir şey olmaz bana", "Hocam dünyanın sonu geliyor, ödev vermeseniz" gibi muhabbetler artmaya başlar..

-21 Aralık 2012 gelir. Herkes dünyanın sonuna uyanır..

-Sadece tarihle kalmayıp saat tam 13:13'te kıyametin geleceğine inanan halk geri sayım yaparak bu olayı kutlar.. (ha?)

-Kutlama olur, bir halt olmaz, herkes evlere dağılır..

-"Bize bişey olmadı" haberleri geçmiş haberlerle aynı görseller kullanılarak yayınlanır..

-Kendi halinde bir yazar bu olayların kronolojisini blog'una yazmaya karar verir..

-Daha önceden 4-5 kere aynı kanseri yenip, bir kaç kere görünmezlik & ölümsüzlük ilacını bulan beyaz önlüklü bir kaç kişi "biz size olabilir dedik, olacak demedik" diye bir savunmaya girişir..

-Aynı beyaz önlüklüler "21 Aralık 2012 dünyanın sonu değilmiş lan, bilmemne yıldızının sonuymuş ehe mehe" saçmalığına girerler..

-Halk 1-1,5 hafta bu olayı konuşur, bu sırada arka planda olanlar olur..

-21 Aralık 2012 tarihi de, 20.12.2012 farklı olarak "dünyanın sonunun gelmediği gün" olarak tarihe geçer..

-Beyaz önlüklüler başka bir senaryo üretinceye kadar hayat devam eder..

15 Aralık 2012 Cumartesi

Dolaylı olaylar..



-Uzun zamandır yoktum da, hiç de arayıp sormadın neredesin diye..

-"Sen kimsin ki be" dersen biraz kırılırım ama haklısın yani, "uff snane be slk .s.s" deme de, ne desen razıyım..

-Sana neden yazı hazırlayamadığıma gelirsek; Çok meşguldüm (oyun oynadım), ders - iş - güç derken (yoktu böyle bir şey aslında) sana ayıracak vaktim olmadı.. (yalan bunlar hep)

-Parantez içindekiler vicdanımın sesi. Paranteze aldım ki, kontrol edebileyim diye, böl ve yönet taktiği, eheh..

-Çılgın bir adam geldi, "bu değil, bunlar değil" dedi ve değişti insanların kaderi..

-Şaka maka yaptığı her işi sorgulayıp mühendis moduna giriyor insan, "bu değil" felan diyorsun mesela, sonra kendine gelip "öeeh" diyorsun en derininden, hayat devam ediyor..

-Gangnam style yaparken kalp krizi geçiren varmış. Yani bu kötü bir şey olabilir. Ama egzersiz açısından bakılınca yararlı, nereden baksan tutarsız işte..

-Arkadaş "yanlızlığın çaresini bulmuşlar" dedi, ağız burun girdim buna, yanlızlık ne lan, önce düzgün konuş..

-Size sabah akşam tok karna gangnam yazdım, geçmiş olsun..

-Doktorum okul olarak çok rapor istememizden şikayetçi: "Onu ne ara saydın abla, bir kotası mı vardı, hasta olan adam rapor almayacak da ne alacak, işinize gücünüze bakın, reçeteyi de numaralı kağıdın arkasına yazdın zaten lan!"

-Diyemedim lan, harbiden bak, çok diyesim vardı halbuki..

-*Ne var yemekte? / *Pilav üstü gangnam / *Yine mi gangnam..

-Gangnam bir şehir değil de Anadolu'ya ait bir yemek olabilir mesajı verdim az önce..

-Oracıkta öyle bir laf ki, arkasından mutlaka biri ölmeli yani, "oracıkta bekledi" olmuyor, çok yabancı. "Oracıkta öldüler"'e bak bir de, ne kadar net.

-Ev usulü gangnam gelmiştir..

31 Ekim 2012 Çarşamba

Şüpheli Paket - 8



Selamlar!

•Hadi yüzleşelim: Bir süre sonra selamlar verilmeyecek..

•Zaten Manitu da ne demişti: "Son slm yazıldığında, son durum beğenildiğinde, son twit atıldığında" (yazar burada kuş popülasyonunun azalmasından bahsediyor galiba)

•Manitu devam edermiş de 140 karaktere takılmış, yazık lan..

•Bunlar Twitter'ı olmayan bir adamın çırpınışlarıdır belki de..

•Durun hapşuracağım diyen adam ileride Dünya'yı kurtaracak potansiyele sahiptir bence..

•"Benim mi olsun" sorusu ne kadar masum bir cümle lan. Devrikliği de hesap edersen bayağı saçma. İlginç işte..

•Halüsinasyon'ü Halisünasyon sanan bir nesil geliyor, TDK panikte..

•Gün içerisinde not defterine not alıp (bak seen?) akşam için kendime araştırma konusu yaratıyorum. Aldığım notlar arasında "Neden sollamaya sollama diyoruz" gibi bir not var. Gün içerisinde neler yapıyorsam artık..

•Kıvırabilirsem güzel şeylerle geliyorum. Hayırlısı diyelim..

•Kendine iyi bak e mi..

23 Ekim 2012 Salı

Şüpheli Paket - 7



•Çok efektif bir hafta oldu bu hafta, camdan aşağı uçan kedilerden tutun da bir türlü geçmeyen hastalıklara kadar.. Güzeldi be, yine gelmeyin ama..

•Taslak halinde olan yazılar daha sevimli geliyor benim gözüme, daha bir bizden, taslak lan işte, daha ne olsun..

•Belki de bu yüzden çok geç yazabiliyorum bazen. Neler varmış zihnimde ya..

•Evimin önündeki yolda inşaat var, yani vardı. Sokağın perdesini kapattım akşam (!), yattım. Sabah uyandığımda yolda delik vardı. Ne ara nasıl yaptınız demeye kalmadı ertesi sabah aynı deliğin evimin önünde gördüm. Adamlar resmen kapatıp birebir aynısını kapımın önünde açmışlar. Bakmadığımı farkedince onu da kapattılar hemen. Bu işte bir terslik var ama dur bakalım..

•Sabahki kahvaltılıklara "bu sıradan", "bunlar değil", "bunlar işe yaramaz" diye tepki göstermişim. En son "ben insanların mutlu olmasını istiyorum" derken yaka paça atıldım evden..

•Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun rap kapışmasını hayal ediyorum. Devlet Bahçeli'den de müzikler hakkında destek bekliyoruz..

•Millet Ali Ağaoğlu'yla dalga geçiyor da. Aslında Ali Ağaoğlu izdivaç programlarıyla dalga geçmiş olmasın?

•Onlarda & Bizde dosya konusu hazırlayayım bir ara, öylesine aklıma geldi..

•Kendine iyi bak, baktın iyi gidiyorsun, bağış yap. Değil mi ama?

•Hadi görüşmek üzere..

16 Ekim 2012 Salı

Şüpheli Paket - 6



•Yazıları okutmaya çalıştığımda aldığım "Ahmet vurulsun sonra" cevabını sevdim ben..

•Daha önce bahsettim mi bilmiyorum ama kedilerim çılgın. Bayağı çılgın yani. Sen git Felix Baumgartner'e özen, 5. kattan aşağı atla. Salak işte, sen kim ses hızını geçmek kim..

•O rekor denemesi de tam mesaj içerikliydi zaten, "1000 küsur Km hız da yapsan gene iki ayağının üzerine ineceksin" dediler bize inceden, kimse farketmedi..

•İnternetim yavaşladı, şu hıza bir bakayım dedim. 0.18 Mbit görünce sağlam "oha" dedim. Hani "8Mbit'e kadar internetin, gitse gider ama burada bırakıyoruz, her şeyi biz kontrol ediyoruz" mesajı mı veriyorlar anlamadım ki..

•Bir ara kotaya bağlı 1Mbit'e düşüyordu da, 0.18 Mbit nedir lan. Santral mi açmışım anasını satayım..

•Gangnam style ile yazı yazmıyorum, eyvallah güzel şarkı da. Yamyam style nedir gözünü seveyim? Adamlar bize barbar desinler diye davetiye çıkarıyoruz resmen..

•Yamyam style'ın Yunanistan dedikodusu olası bir harp durumunda Yunanistan bize destek vermesin diye çıkarılmış olabilir. Büyük komplolar seziyorum..

•O değil de, bir şey olsa blogu kapatır koşarız. Ya da ben kapatmam lan, okurken dalarım aralarına döverken yorum sorarım..

•Hadi öptüm kartondan kuş yaptıklarım. Pencereye dikkat..

9 Ekim 2012 Salı

Şüpheli Paket - 5



•Geçen yazıda selam vermedim diye olay çıkmadı hiç. Kimse de demedi ki neden bodoslama girdin..

•Bak yine selam vermedim. Şaka be bozulma hemen, hoş geldin..

•İnternetten dizi izlemeye alışamadım ya bir türlü. Bol reklamlı izlemek istiyorum. Ama reklama girince de sövüyorum hemen. Çok nankörüz çok..

•Blog olayı çok ilginç ya, bir gün 50 kişi giriyor. Ertesi gün kimse gelmiyor ya mesela, insan kendiyle hesaplaşıyor, neyi yanlış yaptım diye, eheh..

•Şu nankörlükle iç hesaplaşmayı tek maddede bağlayayım geliyorum..

•O kadar çok sanal olduk ki, karşımızdaki msnden selam vermeyince birbirimize küstüğümüzü anlıyoruz. Popüler de olmayabilirsiniz ama öyle demiyoruz biz, ayıp..

•Zaten 3 günden fazla küs kalmak günahmış, kavga serbest ama, dövüşün gençler, küsmeyin bak..

•Google+ da köpek eklemiş beni, yabancı bir de, hayır köpek nereden, nasıl bulmuş beni, neyime göre eklemiş diye merak etmiyor değil insan..

•Oturum açan birinin çevrimdışı göründüğünü unutması, müzik açması, sonra rezilliğin farkına varıp durumunu uygun duruma getirmesi sırasında harcadığı efor çok yüksek bir kere. Spor yap desen yapmaz ama, terbiyesiz seni..

•Kulaklıkla müzik dinlerken kulaklığın birini elimde çevirmeyi sevdiğim kadar seviyorum burayı be, hadi görüşürüz..

7 Ekim 2012 Pazar

Şüpheli Paket - 4



•Annesine "ama bana bağırmana gerek yoktu" diyen çocuk kadar hayata tutunmuş bir insan daha var mıdır ya?

•Proxy değiştirme olayı çok güzel bir şey. Çat ABD, çat Fransa, gezmiş kadar oluyor insan..

•Aynı markanın birden fazla şubesi varsa hepsi aynı olsun arkadaş. Simit sarayının birinde şekerler masada, diğerinde çayı aldığın yerden alıyorsun, tabi kasiyer bayana "şekerler nerede" sorusunu sorunca garipsiyorlar biraz..

•"Masada" dedi ya bildiğin. Ama güldürdüm sonra, eheh..

•Yurtdışı takımlarıyla maç yaparken ismi düzgün olanları seçelim mümkünse. Ne olmuş, ne bitmiş ararken zorlanıyoruz sonra..

•Şu projeleri biriktirip bam diye koymak lazım ilgililerin önüne. En kötü ihtimal biri seçilir herhalde..

•İmleç bana bakıyor yazı yazarken, git deyince de küsüp gelmiyor. Salak mıdır nedir..

•Markete bedava dergi okumak için giren insanlar nerede şimdi?

•Demek ki dükkan müdürü de olsan wireless şifresi travmalara dayalı oluyor. Ya da bedava internet kullanmayalım diye bir önlem de olabilir. Hani utanalım gibisinden..

•Bir de hesabı ödemeyip internete gireni daha fazla dövüyorlarmış. "Hadi açsın tamam da bu ne Google?" kafası işte..

•2,5 litre sevgimle..

1 Ekim 2012 Pazartesi

İnatçı mavi kuş Twit..




Twitter'da neden başarılı değiliz? Neden kuşumuz ötmüyor? Residansımız neden kireçli? Bu yazımızda bunları değerlendireceğiz..

Ön uyarı olarak söyleyeyim, twitter kullanmıyorum. Ha sana ne dersen, evet lan banane derim. Ama yazıma devam ederim, umrumda olmaz yani..

'-umrumda değil o, umurumda..
-bi defolup gider misin şurdan?
-bi değil o, bir..
-laaaayn!
-laayn değil o, bir dakika, neden boğazımı sıkıyorsunuz, ahh..'

Yabancılarda daha çok var ama bizdeki özenti gençlik denilen, gördüğüm yerde ağızlarına 30m'den mavi banyo terliği atmak istediğim kişilerin hayatlarının özetini 140 karaktere sığdırmak istemesinden.. 

Sığmayacağından değil ama, tam tersi yüzünden..

Takipçim olsun pastam dursun mantığından..

Dilimizin nimetleri kullanan bir kaç kişinin de etki alanının sınırlı olmasından..

İngilizce'yi öğrenme sebeplerimizin arasında turistlere asılmak olduğundan verimli öğrenilmeyen bir İngilizce'yle rezil olmamız.. (Go go go, turn left diyenlere selam olsun)

Facebook'a çevirmeye çalışmamızdan..

"Olm la koşun koşun ünlü var burda"'lar yüzünden..

Ve nice traji-komik durumdan..



Bu tarz sorunlar ise girdiğimiz çoğu ortamda o ortamı düzgün kullanmak istemememizden kaynaklanıyor. İstesek yaparız işte de, nedense bozmak daha kolay geliyor. Aramızda gayet düzgün kullananlar da vardır elbet, ancak her zaman kötü göze batıyor..

Facebook bitti, sırada Twitter ve Google+ var sanırım. Wallbase bile kurallara aykırı davranışımız yüzünden Türk IP'lerin çoğuna bloke koydu..

"Lütfen bir robot olmadığını kanıtlayın" değil de, "Lütfen bir Türk olmadığınızı kanıtlayın" yazılarını görmek hoş olmaz cidden. Lütfen sosyal ortamlarda kendimiz kadar milletimizi de temsil ettiğimizi unutmayalım.. 

Bu şekilde de sosyal mesajımızı verdik.. (off kelime oyununa bak ya, bir mutluyum şuan anlatamam)

Bazen kendi kendime de konuşurum ben, demiş miydim?

Demediysem de demişim gibi yap, yadırgama yeter ki..

Kendine iyi bak, kutularca sevgilerimle..

26 Eylül 2012 Çarşamba

Şüpheli Paket - 3

•Selam, ve evet, lütfen kutunun içinde düşün..

•Koskoca teknoloji firmasının temizliği bile kare bez ve bir kova suyla yapılıyor ya. İnsan o kadar bilgisayarın yanında nano teknoloji gibi über bir şeyler bekliyor haliyle..

•Twitter neden Türkiye'de yaygın değil adlı bir konuya odaklanıyorum. Ya çok güzel olacak ya da berbat. İkisine de hazırlıklı ol..

•Bir ilkokulun yanından geçerken "A gu-ru-bun-dan o-lan-lar" diye bir ses duydum. İçeri girip çocuklara gruplaşmanın zararlarını, ırkçılığı felan anlatacaktım, bekçi inanmadı nedense, halbuki bayağı da inandırıcıydım..

•O değil de çocuğa kimse hecelemeyi öğretmemiş lan. "grubu, gu-ru-bu diye mi ayrılır" diyerek dövesim de geldi de neyse..

•Açmaya çalıştığınızda hata veren videolara ısrarlı bir girişimde bulunursanız videonun açılma ihtimali olduğu gibi dışarıdan saçma görünebilirsiniz. Açılmazsa bilgisayara küfretmek serbest. Ama günah..

•Yavru olmayan 2 kedim sırayla birbirlerini kovalıyorlar, koşmak güzeldir de havluyu neden alet ediyorsun arkadaşım?

•Kapıma su getiren sucuya nedense içeri bırak diyemiyorum. "O kadar taşımışım, kendin al içeri" gibi bir tepki gelebilir sonuçta, sonra kavga çıkarsa eleman antremanlı olacağından damacanayla kırar kafamı, videoluk olay..

•Video'ya çekeni de döverler mi acaba? İyi para var o işte diyorlar, deneyelim bir ara..

•Diş macunu reklamlarındaki aydınlanma gibi bir gülücükle selamlıyorum seni, iyi bakıver kendine..

20 Eylül 2012 Perşembe

Şüpheli Paket - 2


Merhabalar tekrardan..

İlk başta 30 kişilik sınıfta herkesle can ciğerken yavaş yavaş elersin ya insanları kafanda, tam tersi benim başıma geliyor ya da gelecek bu blogda galiba..

"Hayatta kalanlarla devam ediyoruz" gibi bir giriş olabilir ileride, görünce kendini iyi hissedebilirsin..

Bugün gün ortası haberlerini sunan bir spikerden Gerard Pique'nin okunuşunun "cerard pikki" olduğunu öğrendiğimden beri bir başka hayat..

İnanır mısın, artık bir paragraf yazıya "hı?" diyen insanlara bile sinirlenmiyorum. Kopyala yapıştır yapıp yolluyorum tekrar, maksat sistem çöksün, error versin..

İş yerinde CV okuyan insanlar eğleniyor mudur? "Aohahaha bu da mı başvurmuş ya" gibilerinden? Ona göre iş görüşmesinde yanıma alacaklarım değişecek çünkü..

Televizyonda canlı yayına bağlanan doğal insanlara bayılıyorum. "Ben çekileyim siz konuşun anne kız" diyen sunucuya "Evet çekil sen" tepkisini koyabilen bir tek onlar var. Sağ olun var olun!

Kolanın köpüğü hayat kurtarıyor bazen ya, hani kolayı içmesem de o köpük masaj etkisi yaratıyor bünyede. Tabi bunun sebebi karbondioksit de olabilir, araştırmalar devam ediyor, bilim adamları merakta..

Bilişim işi gayet kapsamlı; Cımbız, çakmak, maket bıçağı gibi malzemeler kullanılıyor. Hani zorlasak bir allık da çıkarmış oradan..

Maket bıçağı daha güzel oldu oraya, Falçata biraz daha.. Falçata işte..

Büyük kutuları dolduracak kadar sevgilerimle..

18 Eylül 2012 Salı

Şüpheli Paket - 1




Hoş geldin, içeriği belirsiz, rotası resimsiz, notası isimsiz, yazarı dengesiz bu bloga sayın okuyucu..

Sanki soğuttum mu daha okumadan?

"Ben zaten girişlerde iyi değildim, hiç olamadım" diyen o adam olmak isterdim. Ama değilim lan.. Yani orta halliyim de öyle değil gibi..

Dengesizim demiştim..

Bundan önce 2 blogum daha vardı. Hala var yani. Bambaşka içerikler var aman diyeyim. Gülmek istiyorsan kal burada iyi burası. Oralar pis oralar..

Kinci biri değilim. Şu an çıkıp gitsen affederim yani. Affedene kadar kulağın biraz çınlar orası ayrı..

4'ü yavru 6 kedim var, ailecek bizde kalıyorlar bildiğin, sabah kalkınca diyaloga felan giriyoruz, iyi be böyle, güzel..

İstemsiz şekilde ağır bir edebiyata bağlıyorum cümleleri onu farkettim, felsefe yapıyorum kendi kendime, deliyim ama filozofundan..

Yalnızlık da başıma vurmuş olabilir. Bunu da bir düşünmek lazım..

•Alınacak listesi bir elin parmaklarını geçmediği halde dolu bir arabayla kasaya gidiyorsan ciddi sorunların var demektir..

"Bir elin parmakları" sözü de ne acayipmiş. 5 parmaklı var, 6 parmaklı eller var. Bunlar hep bilgi işte..

"Origamiden su bombası yapamayınca su balonuyla terör estiren çocuk" da aramızda. Hoş geldin çocuk, hadi bırak o balonları, koskocaman adam olmuşsun, oluyor mu öyle?

Başladık bir kere, hadi hayırlısı diyerekten..